Pencere

hava çok sıcak,
herkes sıcaktan şikayetçi
ben üşüyorum,
ne zaman yalnız kalsam üşürüm,
oysa herkes başımda bekçi
sensizken üşüyorum

bu pencere çok eski,
bu pencereden bakmışımdır hep dışarı
güneş toprağı kavuruyor
bir damla suya muhtaç toprak
belki de aradığı su değil.
sensizlikten kıvranıyor

bilirim, zordur kıvranarak beklemek.
gelmeyeceğini bile bile beklemek
ben bu pencereden bakarken ölüyorum,
bu pencere düşman oluyor bana
eskimiş ahşap kasası, kirli camı
bu pencere terkedilmişliği gösteriyor
buranın makinisti pencere,
ne isterse onu izliyor,
seni istemiyor, akıllı
biliyor, camları iner aşağı
camları terkederse yalnız kalır ahşap kasası.

bu pencere bana terkedilmişliği hatırlatıyor
hiç arkadaşı yok
beklediği sen misin yoksa?
senin için mi harcadı onca yılı?
yine mübalağa ediyorum
ahşap kasa ne bilir aşkı?