su

şu su olsam dünyana
yerlere serilsem, ayakların altına
yükselsem güneşin ateşi çıktığında
tutunsam gücüm yetinceye dek bulutlara
ağırlaşınca salıversem bedenimi gökçatıya

belki bir damlamı tepeler geçersin,
tabanındaki çepere tutunur kalırım.
bedenim gölgesindeyken bedeninin,
tutundukça huzura ulaşırım

...

olur ya; bir damlam temiz kalır,
dahil edersin berrak ruhuna
hiç etmediğin kadar
loş bir parıltı dudağına

bir tutam tadarsın beni
ölünceye dek yaşatan seni,
kabul edersin kutsal bağrına
hiç etmediğin kadar.

kim bilir? süt olurum çocuğuna
can katarsın varlığına varlığımla
çocuğun olur kavuşurum kucağına