Rüzgarın sesi

yürüyorsun,
benden habersiz.
kim bilir neden yürüyorsun?
topuklarının çığlığı huzur dağıtıyor,
topuklarından başka duyduğum tek ses rüzgar,
saçlarınla dans ediyor
kıskanmamak elde değil
bir de yüzünü kapatmıyor mu saçların
delirmek işten bile değil.
benden bihaber gidiyorsun.
kalçalarına bakmadığım ender kadınlardansın,
sıra gelmiyor yüzünden.
ve rüzgarının sesi
seni ilah sanıyor galiba
sere serpe sarıyor bedenini
beni farketmeden yürüyorsun
beynimi tırmalıyor seni soluksuzca öpme ihtimalim
rüzgarın kokunu savuruyor sokaklara
her şeye bir öpücük borçlusun.
önce ben gördüm Seni,
önce ben çocuk oldum,
önce beni mahvetti gözlerin,
şu rüzgardan öte bir yerde,
önce ben öpmeliyim seni.
sevmeliyim doya doya.

sokağın sonuna az kaldı
her şey hayran sana,
sen yürüyorsun
neden sokak bu kadar kısa ?
neden seni saklamaya hevesli duvarlar ?
neden bu şehir düşman bana ?
neden rüzgar sarıyor bedenini ?
neden uykuya tövbeli gözlerimin tek özlemisin?

sokaktan ayrılıyorsun acımasızca,
bir rüyadan daha uyanıyorum gündüz vakti.
geriye kalan bir tek rüzgarının sesi